Sunday, 21 February 2010

Daily Turkish Feed XVIII


Suya düşen evlilik

Arkadaşları onları, evlensinler diye tanıştırır. Birbirlerinden hoşlanırlar. Erkek elli yaşlarında, kadınsa ondan biraz daha gençtir. İkisi de daha önce hiç evlenmemiştir.

Birkaç kez yemeğe çıktıktan sonra, evlilikten söz etmeye başlarlar. 

Kadın:
- Evlenirsek Bağdat caddesinde oturalım. Hem iş yerlerimize yakın, hem de çok güzel bir semt. 

- Ama annemi Nişantaşı'nda yalnız bırakamam. 
- İsterse o da bizimle gelsin. Alt katımızda oturur. Onunla ilgileriniz. Hiç yalnız kalmaz.
- Annem oradaki arkadaşlarından ayrılamaz. Doğduğu günden beri aynı mahallede oturuyor.
- Neyse, bunu sonra düşünürüz. Bir de bem, evlenince çalışmaya devam etmek istiyorum.
- Annem çalışan gelin istemiyor.
- Peki ama işten ayrılırsam bunca yıllık emeğime yazık olur. Neyse, onu da daha sonra görüşürüz. Sonra, evlendiğimiz zaman hafta sonları sinemaya tiyatroya gider, eğleniriz. Yalnızken pek eğlenmedim de.
- Ama annem diyor ki...
- Anneniz her şeye bu kadar karışırsa, her halde balayına da üçümüz beraber çıkarız!
- Mmm... bilmen... Tabii, bizi bırakamaz.
- Allahaısmarladık.
- Ne oldu? Nereye gidiyorsunuz?
- Annesiz bir koca bulmaya...


No comments:

Post a Comment