Leyla Hanım hazırlanırken
Leyla Hanım biraz sonra çıkmak üzere hazırlanıyor. Telefon çalıyor:
- Merhaba Filiz. Sahi mi? Metin seni bırakıp gitti mi? Üzülme, yine gelir. Kusura bakma, uzun konuşmayacağım. Acelem var. Yirmi dakikaya kadar çıkmam gerekiyor. Ben seni sonra ararım.
Leyla Hanım telefonu kapatır kapatmaz, banyoya gidiyor. Diş macununu fırçasına sıkıyor.
- Bıktım şunun aşk hikayelerinden...
Dişlerini fırçalarken telefon bir daha çalıyor. Hemen ağzını çalkalayıp koşuyor:
Alo, Gönül, sen misin? Canın mı sıkılıyor? Tabii, biraz gevezelik etmek iyi gelirdi, ama şu anda mümkün değil. Şimdi çıkmak zorundayım. Görüşmek üzere.
... Çok şükür, bu gevezeden de kurtuldum.
Makyajını yaparken, yine telefonu zili... Yine koşup açıyor.
- Hayır efendim, her halde yanlış numara çevirdiniz. Burası ev. Doğumevi değil. Rica ederim.
... Gecikeceğim. Kemerim nerede? Koyemi bulamıyorum.
Tam çıkarken, yine telefon...
Açayım mı, açmayayım mı? derken, açıyor.
Telefondaki ses:
- Alo, Leyla hanım, affedersiniz. Bugün Mesut Bey'lerin bir akrabası vefat etmiş. Onun için yemeği iptal etmek zorunda kaldılar. Bütün davetlileri arayıp haber veriyoruz...
Biraz sonra Leyla Hanım:
- Gönül, hadi bana gel de biraz gevezelik edelim.
No comments:
Post a Comment