I have decided to finish my Assimil: Le Turc sans peine. It is a very nice language manual that provides an interesting story as a bit-size daily lesson. I'm posting every lesson here to share with my readers, and of course, to facilitate revision.
Dolmuşta acelesi olan bir hanım
- Afferdersiniz, Yeşilköy'e giden dolmuşlar nereden kalkıyor?
- Az ilerdeki köşeden.
- Teşekkür ederim.
... Dolmuş durağında
- Haydi, Yeşilköy'e! Yeşilköy'e...
Hanım soluk soluğa, durağa koşuyor:
- Şoför bey, hemen kalkabiliriz, ben iki kişilik ödeyeceyim. Acelem var da... Neyse çok şükür fazla beklemeyeceğiz.
Arka koltuktaki erkek yolcu hanıma soruyor:
- Hanımefendi, siz nerede ineceksiniz?
- Son durakta.
Yolcu inip, hanıma yerini veriyor:
- O zaman siz böyle geçin. Ben sizden önce ineceğim, Ataköy'de.
- Sağolun, çok naziksiniz.
Hanım önündeki yolcuya para uzatıyor:
- Şu parayı lütfen şoföre iletebilir misiniz? İki kişilik. Sağolun.
Biraz sonra yolda:
- Şoför bey, çok yavaş gidiyorsunuz. Söyledim size, acelem var.
- Y0llar tıkalı, görüyorsunuzç Ne yapayım?
Yolculardan biri:
- Sinirlenmeyin canım. Bakın şuradaki dondurmacı bize doğru geliyor. Birer panda alabiliriz.
- Ne kadar rahatsınız! Benim dondurma yiyecek vaktım yok. Şoför bey, beni burada indirir misiniz?
Hanım dolmuştan iniyor. Şoför arkasından söyleniyor:
- Bu trafikte, helikoptere binecek her halde...
This was the story of my life in Ankara, but I didn't dare to tell the driver im in a huge ACELE, because those drivers already drive fast-and-the-furious style and it was dangerous enough xDDD. (dolmus = risk your life in a crowded van for 1.50 TL)
ReplyDeleteThanks for sharing this texts, they are very useful. How much is the book? I dled it, but its really annoying to read because it's scanned.
How do you find Assimil's edition about Turkish? Because I also think of passing it through... some day.
ReplyDeleteIt's great. Jumps a bit fast though but wouldn't be a problem if you already know a bit of Turkish.
ReplyDelete