Sunday, 31 January 2010

Daily Turkish feed - VII


Üç fıkra

Tanrı'nın evi

Bir gün, yoksul bir adam Hoca'nın kapısını çalıp:

- Ben Tanrı misafiriyim ne olur beni al, diye yalvarır.

Hoca, karşıdaki camiyi göstererek:

- Yanlış geldin, Tanrı'nın evi şu karşıdaki... der.

Evlenme cüzdanı

Karı koca ellerinde bavullarla, otele girerler. Otelci evlenme cüzdanlarını isteyince, adam ceketinin ceplerini karıştırır, bulamaz. Karısına sorar:

- Cüzdanı sen mi aldın?
- Neden ben alayım? Senin eşyalarının arasınday, televizyonun yanındaki rafta...
- Akıl edip alırsın, sandım.
- Sen bana akılsız mı demek istiyorsun?
- Öylesin, yalan mı?

Tartışmalarını gören otelci:

- Buyurun odanızın anahtarını. Evlenme cüzdanınıza gerek kalmadı.

Bekarlık sultanlıktır

Gömleğinin yakası, düğmeleri sökülmüş. Pantalonun paçası, ceketinin kolu yırtılmış. Pencerelerin camları öyle kirlenmiş ki, dışarısı görünmüyor. Sobanın boruları tıkanmış, tütüyor. Gazeteler, dergiler salonun dört bir yanına dağılmış. Çorabının bir teki karyolanın altında, öbür teki buz dolabının üstünde. Tabakların, bardakların hepsi bulaşık... Yine de keyfi yerinde.

Zenginin malı züğürdün çenesini yorar.



No comments:

Post a Comment